GENEL

"Ramazan Hazırlıkları: Geçmişi Değil Geleceği Bekleyelim!"

Recep, Şaban derken mübarek Ramazan geldi, gidiyor

```html Ramazan ve Değerlerimiz

Ramazan ve Değerlerimiz

Her yıl olduğu gibi, Ramazan ayı geldi, gidiyor. Kimi insanlar bu ayın heyecanını içlerinde taşıyor, kimileri ise sağlık sorunları nedeniyle oruç tutamadıkları için buruk bir yürekle geçiyor. Ramazan, bereket ve sevgi dolu bir ay olarak bilinir; bu nedenle "on bir ayın sultanı" olarak anılır. Ramazan, insanların manevi yönlerini besleyip, birlik ve beraberlik duygularını güçlendiren bir zaman dilimidir.

Yaşı ilerlemiş olan insanlar genellikle "Ahh, nerede o eski Ramazanlar!" diyerek nostaljik bir özlem duyarlar. Onlara göre, her geçen yıl Ramazan ayı önceki yıllara göre daha da fazla özlemle anılır. Geçmişte, Ramazan aylarında şehirler coşkulu bir şekilde süslenir, meydanlarda eğlenceler düzenlenirdi. Teravih namazının ardından, çocuklar ve aileler için çeşitli oyunlar ve etkinlikler yapılırdı. Bu tür etkinlikler, Ramazan’ın ruhunu yaşatmak adına önemliydi.

Peki, neden geçmişteki Ramazan ayının özlemini çekmek yerine, gelecek Ramazan ayı için heyecanla hazırlıklar yapmıyoruz? Günümüzde, ülkemizde gayrimüslimlerin dini adetlerine, hatta Müslümanların inancıyla zıt olan günlere büyük bir coşkuyla yaklaşılmakta; Noel, Kara Cuma, Cadılar Bayramı gibi günler için yapılan reklamlara ve vitrin süslemelerine şahit oluyoruz. Bu durum, bazı Müslümanlar arasında derin bir rahatsızlık yaratmakta. Kendi değerlerimize sahip çıkmak yerine, diğer inançlara olan ilginin ve önem vermenin öncelik kazandığı gözlemleniyor.

Ramazan ve diğer dini bayramlarımız gelirken, neden biz de kendi değerlerimizi yansıtan vitrinler oluşturup şehirlerimizi süslemiyoruz? Bu bağlamda, üç aylardan itibaren Ramazan’ın muştusunu veren renkli mesajlarla, özellikle çocukların dikkatini çekecek ışıklı görsellerle şehirlerimizi ve mağazalarımızı canlandırmak mümkün. Farklı ürünlere yapılacak indirimler ile bu sürecin daha da keyifli hale getirilmesi sağlanabilir.

Bu tür etkinlikleri planlarken, istendiği takdirde hiç de zor olmadığını görebiliriz. Batı kültürüne özenmek yerine, kendi değerlerimize kıymet vererek toplumumuza katkıda bulunabiliriz. Özellikle çocuklara yönelik organizasyonlar düzenlemek, geleceğimizin teminatı olan yeni nesillerin bu değerleri daha iyi tanıması adına büyük önem taşımaktadır. Bugünün çocukları, yarının büyükleri olacak ve bizden gördüklerinin daha iyisini düşünerek, uygulayacaklardır.

Bütün bu düşüncelerin ışığında, bir yerden başlamak gerektiği açıktır. Her bireyin üzerine düşen; geçmişin özlemini çekmek yerine, gelecekteki Ramazanları coşku ve inançla karşılamak için harekete geçmektir. Unutulmamalıdır ki, asıl mesele gök kubbede hoş bir seda bırakabilmektir. Bu hevesle, Ramazan ayını yine coşku ve umut ile karşılamak en büyük dileğimizdir.

Vesselam.

```